Blogda Ara

31.08.2008

AYRILIK NE DEMEKMİŞ ANLADIM...


Ayrılık ne Demekmiş Anladım...

Yüreğinde dumanı tüten ateş ve ortasında kara bir taş.. Üşümek en terli gecelerde bile. Geceyi gün, günü gece gibi yaşamak ayırt etmeksizin ışığı karanlıktan. Aleve tutunmak ve yanmamakmış ayrılık.

İlk kez ölümden korkmamak ve yaşamaktan ala konmak. Hayatı hiç alışmadığım gibi zorunluluk saymak, hiç esmeyen rüzgarı kirpiklerimde, hiç kopmayan fırtınayı saçlarımda hissetmekmiş. Boşluğa tırmanmak ve karanlıkta boğulmak. Tersine yürümek zamanı, sana giden bütün yollarda geri geri koşup yine sana çıkmak, çiçeklerden, çağla ağaçlarından, mandalina bahçelerinden kaçmak, kuş seslerinde çığlık duymakmış ayrılık.

Baktığım her yerde senin gözleri yitik fotoğrafını görmek, başkalarının sunduğu sevgiden ise dehşetli korkmakmış. Sorulacak sorusu, görülecek düşü kalmamak, saate hiç bakmamak, takvimlerin yok edilmiş rakamlarında boşluk olmak. "Hiç" in anlam kazandığı yer, zamanın sıfır noktasıymış ayrılık.

Es kaza pencereden bakarsam, minik kedi yavrusunun ürkek bakışlarından medet ummakmış ayrılık. Kaymak... en deli hızla kayarken boşluğa, tutunacak kimsesi olmamakmış ayrılık. Ve o denli çaresiz kalmak ki çare bile arayamamakmış. Hiçbir yere sığamamak, hatta gözyaşını dökecek yer bile bulamamakmış ayrılık. Ağzını açıp, hiçbir şey söyleyememek, çırpınıp, çırpınıp hiç kıpırdayamamakmış...

Alıntı:

Hiç yorum yok: