Blogda Ara

31.08.2008

BİR DURAK DAHA VAR, HENÜZ KİMSENİN İNMEDİĞİ..! ! !


Sessizliğin çığlığı bastığı yerdedir bütün yitirilişler.

Unutmanın eksiliş olduğu bir gerçekte kaybetmek midir kaybedilmek?
Kim bilebilir?

Bir ömre bindik. Vagonlarında arkadaş edindik hep bir ağızdan tüttürdük dumanımızı türkülerle. Dışardan atılan taşlar çarptı yüreğimize. Kanattı.
Nefeslerimizde kapattık yaraları. Ayaktaydık, yorulduk.
Bir durakta eksildik, bir sonrakini beklerken fırlatılmış ağaç gövdeleri düşler kurdurdu. Anılsamalar yaşattı unutulmuş sandığımız her şeyi hatırlatarak. 'Aslında o kadar çok da istasyon eskitmemişiz' dedik.
Gönüllerde gülüşlerle demir seslerini dinledik. Yenilik sunduk, farklılık sunduk.
Aynı vagonu paylaştık aynı simidi iki uçtan koparırken değer bildik huzur okuduk. Sonra en büyük istasyona vardık. Bitmeyecek dediğimiz yolun tam sonundaydık. Ve bütün yollar bitti sandık ama henüz kurulmamış bir istasyon daha vardı görülmeyen.

'Unutmak için harcadığımız çabadan çok daha fazlasını hatırlamak için harcıyoruz.' diyor yazar. Hangimiz unutmak istemedik ki! Döndüğü köşede geçtiği yolu unutmak istiyor insan. Unutulmuş saydıkları ise aslında kabullendikleri oluyor her seferinde de çünkü yol henüz bitmedi.

Birçok köşe var daha dönülmedik.

Olguları kabul etmek olayları kabullenmekten daha kolaydır. Nedense biz hep olayları kabullenmek için günlerimizi yiyoruz. Somutu soyutlaştırmaktır amaç bu işte. Neyin somut neyin soyut olduğuna karar verebilmek de olguları ve olayları ayırabilmek kadar sıkıntı verir insana.

Hayatı avucunun tam ortasına koyduğunda özgürlüğün filizlenmeye başlar. Çünkü hayat tepeden bakınca onun ne istediğini biz göremiyoruz sadece o bizden beklediklerini görebiliyor. Dolayısıyla bu trenin makinisti de o oluyor. Gereksiz birçok çaba sunuyor ve biz sorgulamadan çabanın dibine vuruyoruz.

Hayatı kendi avucunun içine aldığın da parmaklarınla saçlarını tarayabilirsin. Onu besleyebilir ve yönetebilirsin.
Hayatın gereksiz gereklerine kurban etmeyelim kendimizi.
Unutulması gereken eksilir erir gider hayattan zaten.
Bırakalım da biraz nehirlerimiz denizinin ötesine varsın, okyanusa dökülsün.

Hiç yorum yok: