Dünyayı karanlık bir yer olarak algılayabilirsin, ama onu aydınlatacak fener senin elinde.
Biliyorum çoğu zaman farkına varamadın kendi potansiyelinin; çünkü düşüncelerin kendinden çok uzaktı.
Sen kendinden başka her şeye odaklanmaya çalıştın, kendini anlamana izin vermedin. Senin için kendine verdiğin değer bu mu gerçekten?
Kendini anlamayan seni, bir başkasının anlamasını nasıl bekleyebilirisin ki?
Ama bekledin! Hala da bekliyorsun nereye kadar bekleyeceğini bilmeden…
Senin için önemli olan da bu zaten, zamanın bir şekilde geçmesi!
Beklentilerin dışa dönük olduğu sürece kendi potansiyelin karanlıkta kalacak. Ya şimdi kendini fark et, ya da ölü gibi yaşamaya devam et!..
Sen, olmayı istediğin sen oldun.
Seçimlerinin toplamı, yaşamının anlamını oluşturdu zihninin derinliklerinde.
Sen, olmayı istediğin oldun, ama farkına varmadan…
Nedensiz ve sorgusuzca, yargılamadan kendini sadece bir kez daha düşün.
Düşlerinin odağı nereye uzanıyor?
Sen kimsin ve nasıl sen bu haldesin, iyi ya da kötü…
Üzülme “hayal ettiklerime kavuşamadım” diye, bunu öyle iyi başardın ki!
Evren bile şaşkınca baktı sana kendine yaptığın haksızlıklar karşısında…
Korkuyu sen var ettin, onu huzura çevirecek olan da yalnız sensin!
Bir köpek düşün karşında dikilmiş ve gözlerini irice açmış sana bakıyor. O sana baktıkça senin de ellerin ayakların titriyor zıngır zıngır.
Korkuyorsun.
Hem de çok korkuyorsun, aklında yarına kalamamanın kaygıları var çünkü…
Peki, o köpekçik başında palyaço maskesi ile karşında dursa ve sana sırıtıp kuyruk sallasa. Sonra da iki ayaklarının üstüne basarak hoplayıp zıplasa…
Ondan yine korkar mıydın?
Hiç sanmıyorum, çünkü sen düşüncelerinle korkuyu var ediyorsun!
Korkuyu var eden sen, huzuru da var edebilirsin.
Hem de istediğin zaman!..
Sen müthiş birisin, süpersin; çünkü düşünebiliyorsun…
Blogda Ara
31.08.2008
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder