Blogda Ara

26.08.2008

BEN KİMİN EKSİĞİYİM

Alfabeme aykırı harflerden kurulu bir kentte

Unutturdular bana adını,

Yaşamaya çalıştım yaşam düşmüşken gözümden …

Kendi yazdığım senaryolarda intihar ettim ben'i,

Sen'e varmak adına …



Ellerine kan bulaşmış çocukluğun indi kıyılarıma,

Ve kan tadında sular içti

Gözlerimdeki intiharlara tanıklık eden

bulanık mavisinden ;

Denizimin …

Sessizliğine seslendim kendi sesinle,

Gecenin aydınlık yüzü vurdu yüreğime

en karanlık cümlelerimi giyindi şiirsel yok oluşum …

Odamın rutubet kokan duvarlarına karaladığım şiirlerde

Aradım yüzünün mavi yarısını ;

bulamadım …

Yüzüme çoğul bir hüsran çöktü ;

Eski bir hüzünden bozma …

Gece yine karanlık yüzünü gösterdi

Karanlıklar içime battı,

alışkındım nasılsa içimdeki gündüzleri infaza ...

Gündüzü hiç bu kadar özlememiştim,

dedim kendime ;

kendi gülüşünü unutmuş bir şairin sesiyle ...

Sonra,

Sesinden eksilmiş bir hüzün kıvrıldı omuz başıma,

En aydınlık gülüşümü çıkardım ceplerimden

En karanlık yanım sustu

Susadım sana …

Yüzümdeki yitik tebessümleri arayışın ıslak dudaklarınla

Böyle başlamıştı zaten ...



kim bilir kaçıncı akşamdı bu

Uykularımda beni uzaklara sürükleyen …

Karadeniz'in hırçınlığını aldım

Güncemin sol yanına …

Sol yanına susturdum

Yüzümün aynalara küskün yanını …

Geceye akdeniz bakan gözlerinde

Mavi düşlere karanlık bakışlarda hoşça kal diyen

Yaşam eksiği gözlerim,

Eski bir melodiyi sayıklar gibiydi yine …

Karadeniz ağlarken benim en iç yanım,

Maviyi unutmuş akdenizdi sanki senin çocuk sesin …



Keşke diye başlayan cümlelerimin sonrasını

Üç noktalara sattım hep,

Şehrin dar sokaklarında yürürken umarsız duruşumla ben,

hüznümü parçalattım

Sesinin değdiği her yere…

Kendime bile yabancıyken sesim,

kim bilir sende ne tufanlar koparmıştı ;

Unutulmak üzere,

ömrüne yazılmış bir şiirin yankısında…

Sensiz kaldığım anlarda

öğrenmiştim aşkımı dizelere dökmeyi,

Ve yağmurlu havalarda

penceremin buğulu camına ismini kazımayı ...

Uzaklarda bir yerdeydi kalbimin yarısı,

İliklerimde hissediyordum ömrüme milat o sıcak nefesini…

Bizce aşk uzaktan da olsa

Yüreğin derinliklerinde taşıyabilmekti birini,

biliyorduk ...



Beyazın masumiyeti sürekli yenik düşüyordu

Gece yüklü siyahın matemine …

Ceplerimde bedenine gitme bakan cümleler sıralanıyordu

Sense en uzun sus larına yatırıyordun kulaklarımı …

Geceydi ve bundan iyisi olamazdı

Suslardan şiirler kusmak için..

Sessiz gecede

Hayalin gerçekle buluştuğu yerde gözler konuşuyordu

Yavaşça inceden …

Teksir kağıtlarının gri yalnızlığında

Sayfalar eksilten ellerime

Boşluklar saldırıyordu,

Ve ben ne zaman elime alsam kalemimi

Kırmızı bir kin boşalıyordu sayfalara

Mürekkebim siyahken ..

Ve unutulması gereken eski şiirlerimden

Kaçırıp eksik cümleleri

Sayfalarımdaki devşirme bir şiirin son hecesine

Susuyordum sen yanımı ;

Şiir tadında …

Yine bir trajedinin başrolündeydim ;

Istırap akşamlarının vazgeçilmeziydim …

Geceler karanlıktı, karanlıktandı ;

Geceler ki bir aşk şiirinin duygusallığıydı sanki …

son bulurken bugün'ün düşleri,

Gecenin karanlığında buğulu pencerene baktım

Kalbimdeki eksiklik o buğulu camın arkasındaydı biliyordum,

Ben sana fazlaydım, fazlandım senin …

Giderken alıp götürmüştün çünkü ömrümün kalan yarısını,

Ben şimdi kimin eksiğiydim peki,

Senin mi kendimin mi …?

ORHAN KARIN

Hiç yorum yok: