Alfabeme aykırı harflerden kurulu bir kentte
Unutturdular bana adını,
Yaşamaya çalıştım yaşam düşmüşken gözümden …
Kendi yazdığım senaryolarda intihar ettim ben'i,
Sen'e varmak adına …
Ellerine kan bulaşmış çocukluğun indi kıyılarıma,
Ve kan tadında sular içti
Gözlerimdeki intiharlara tanıklık eden
bulanık mavisinden ;
Denizimin …
Sessizliğine seslendim kendi sesinle,
Gecenin aydınlık yüzü vurdu yüreğime
en karanlık cümlelerimi giyindi şiirsel yok oluşum …
Odamın rutubet kokan duvarlarına karaladığım şiirlerde
Aradım yüzünün mavi yarısını ;
bulamadım …
Yüzüme çoğul bir hüsran çöktü ;
Eski bir hüzünden bozma …
Gece yine karanlık yüzünü gösterdi
Karanlıklar içime battı,
alışkındım nasılsa içimdeki gündüzleri infaza ...
Gündüzü hiç bu kadar özlememiştim,
dedim kendime ;
kendi gülüşünü unutmuş bir şairin sesiyle ...
Sonra,
Sesinden eksilmiş bir hüzün kıvrıldı omuz başıma,
En aydınlık gülüşümü çıkardım ceplerimden
En karanlık yanım sustu
Susadım sana …
Yüzümdeki yitik tebessümleri arayışın ıslak dudaklarınla
Böyle başlamıştı zaten ...
kim bilir kaçıncı akşamdı bu
Uykularımda beni uzaklara sürükleyen …
Karadeniz'in hırçınlığını aldım
Güncemin sol yanına …
Sol yanına susturdum
Yüzümün aynalara küskün yanını …
Geceye akdeniz bakan gözlerinde
Mavi düşlere karanlık bakışlarda hoşça kal diyen
Yaşam eksiği gözlerim,
Eski bir melodiyi sayıklar gibiydi yine …
Karadeniz ağlarken benim en iç yanım,
Maviyi unutmuş akdenizdi sanki senin çocuk sesin …
Keşke diye başlayan cümlelerimin sonrasını
Üç noktalara sattım hep,
Şehrin dar sokaklarında yürürken umarsız duruşumla ben,
hüznümü parçalattım
Sesinin değdiği her yere…
Kendime bile yabancıyken sesim,
kim bilir sende ne tufanlar koparmıştı ;
Unutulmak üzere,
ömrüne yazılmış bir şiirin yankısında…
Sensiz kaldığım anlarda
öğrenmiştim aşkımı dizelere dökmeyi,
Ve yağmurlu havalarda
penceremin buğulu camına ismini kazımayı ...
Uzaklarda bir yerdeydi kalbimin yarısı,
İliklerimde hissediyordum ömrüme milat o sıcak nefesini…
Bizce aşk uzaktan da olsa
Yüreğin derinliklerinde taşıyabilmekti birini,
biliyorduk ...
Beyazın masumiyeti sürekli yenik düşüyordu
Gece yüklü siyahın matemine …
Ceplerimde bedenine gitme bakan cümleler sıralanıyordu
Sense en uzun sus larına yatırıyordun kulaklarımı …
Geceydi ve bundan iyisi olamazdı
Suslardan şiirler kusmak için..
Sessiz gecede
Hayalin gerçekle buluştuğu yerde gözler konuşuyordu
Yavaşça inceden …
Teksir kağıtlarının gri yalnızlığında
Sayfalar eksilten ellerime
Boşluklar saldırıyordu,
Ve ben ne zaman elime alsam kalemimi
Kırmızı bir kin boşalıyordu sayfalara
Mürekkebim siyahken ..
Ve unutulması gereken eski şiirlerimden
Kaçırıp eksik cümleleri
Sayfalarımdaki devşirme bir şiirin son hecesine
Susuyordum sen yanımı ;
Şiir tadında …
Yine bir trajedinin başrolündeydim ;
Istırap akşamlarının vazgeçilmeziydim …
Geceler karanlıktı, karanlıktandı ;
Geceler ki bir aşk şiirinin duygusallığıydı sanki …
son bulurken bugün'ün düşleri,
Gecenin karanlığında buğulu pencerene baktım
Kalbimdeki eksiklik o buğulu camın arkasındaydı biliyordum,
Ben sana fazlaydım, fazlandım senin …
Giderken alıp götürmüştün çünkü ömrümün kalan yarısını,
Ben şimdi kimin eksiğiydim peki,
Senin mi kendimin mi …?
ORHAN KARIN
Blogda Ara
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder