Blogda Ara

31.08.2008

YÜREĞİM YAŞAYAN BİR ÖLÜ....


Yüreğim Yaşayan Bir Ölü..! ! !

Öyle bir an geldi ki; artık hep hasret kokuyordu yağan yağmurlar...
Gülmek nedir bilmiyordu içimdeki çocuk; yaşamak ağır bir yüktü omuzlarında; ne sevdiği yağmurlarda ıslanmak istedi ne de yaşamak!


Yüreğim, yaşayan bir ölüydü; kime sarıldıysam hüzün bulaştı ellerine; oysa onlar hüznü bilmezlerdi. Ve bir dağ başı ıssızlığı gibi gömüldüm içime.


Kendimde eğer ki bulamıyorsam yaşama gücünü, neye yarar ki çabalarım? Ve her uykuya dalışlarımda ne kadar çok istedim bir daha hiç uyanmamayı.


Ölümlerini yakıştaramadıklarım birer birer çıktığında hayatımdan; her biri kendince bir boşluğu bırakıp gitti ardında. Yaşama sevincim, onlarla birlikte karıştı toprağa. Birbirinin aynısı olan günler, bitmeyen sancılardı...


Mühürleyip dudaklarımı, tıkayıp kulaklarımı ve kapamayı denedim gözlerimi. Buna rağmen içimdeki sessizlik büyüdükçe büyüdü; yazmak da yetmedi; yetersiz geldi kelimeler ama yine de en zoru kendimi hiç bulamayışım...


Kaç kişi için anlamı vardı ki varlığımın ve kaç kişi için sığınacak bir limandı bu yüreğim?...
Söylemesem, yazmasam ben de herkes gibiyim işte; sağır, dilsiz ve kör.


Ölümlerini yakıştıramadıklarım, birer birer çıktığında hayatımdan; ne bırakılan boşlukları doldurabildim ne de o boşlukları birileri...


Ben her gün öldüm öldüm dirildim ama bu yüreğim yaşıyor senin için...

Hiç yorum yok: