Blogda Ara

28.06.2008

Düğün Bitti, Kınayı Ne Yaparsan Yap...1


Düğün Bitti, Kınayı Ne Yaparsan Yap
Bu bir Türk halk deyimidir, iş işten geçti bu saatten sonra
yakacağın kınanın da bir kıymeti yok demektir.

Şimdi nereden çıktı bu söz?

Anlatayım, son bir haftada yaşananlar için söylenecek başka söz var
mı ki?

Doğru Yol partisi Genel başkanı çıkıp bir laf etti, hem de yenilir
yutulur cinsten değil. Teröristleri resmen siyaset yapmaya çağırdı.

Ben yanlış anlamadım, herkes nasıl anlıyorsa öyle anladım. Arkasından Genel
Kurmay başkanı vermesi gereken cevabı verdi ve bunun bir genel affı ima
ettiğini, bunun asla kabul edilemeyeceğini söyledi.

Ağar cevap verdi; ben kesinlikle af kelimesini kullanmadım.

Düğün bitmiştir kıymetli okuyucu, bu saatten sonra kınanın elde bir kıymeti
kalmamıştır. Çünkü bir şeyi ifade etmek için aynı kelimeleri kullanmak
gerekmez.

Şair Nefi'nin kendisine kelp(köpek) diyen Tahir efendiye verdiği
cevabı hatırlatırım;

Tahir Efendi bana kelp demiş
İltifatı bu sözde zahirdir.
Malikî mezhebim benim, zira
İtikadımca kelp tahirdir"

Düğün bitmiş kınayı ne yaparsanız yapın.

Ermeni soykırımı olmamıştır diyene ceza reva görmüş, Fransız parlamentosu.
Celallenmiş bizim politikacılar, esenin, gürleyenin bini bir para. Herkes
şunu da yapalım, bunu da yapalım, mallarını kullanmayalım, falan da filan
demeye başlamış.

Bu vakte kadar ne yapmış peki bizim siyasi otorite, kocaman bir hiç.

Ermeni soykırımını bu güne kadar tam 55 ülke tanımış, hiçbir şey
yapmamışız. En yakın stratejik ortaklarımız anıtlar dikmiş, sözde soykırımı
anma günleri düzenlemiş, biz izlemişiz. Yurt dışında yaşayan beş milyon
Ermeni, oluşturduğu lobilerle tüm dünyaya bu yalanın propagandasını yaparak
kabul ettirmiş, biz yurt dışında yaşayan aynı sayıda Türk'ü unutmuşuz.

Çocuklarımız uğradıkları kültür erozyonu ile yaşadıkları ülkelerde silinip
gitmişler, Türklüklerini unutmuşlar, biz bakakalmışız.

Düğün bitmiştir, kınayı ne yaparsanız yapın.

Orhan Pamuk, Nobel edebiyat ödülü almış konuşanın hesabı yok.

Bu adam Türkleri katliamla itham etmiş, tepki gösteren insan sayısı belli. Gazete
köşelerini işgal eden bir dolu yazardan bu gün tepki gösterenlerin kaç
tanesi, o gün rengini belli etmiş? Saysak bir elin parmaklarını geçmez. Aynı
şekilde Elif Şafak kitabında ki hayali kahramana hakaretler ettirirken,
Perihan Mağden Türk gençlerini askerlikten soğuttuğu için dava edilirken
neredeydi bu yazarlar ve aydınlar, bilen yok.

Aynı şekilde Hırant Dink, damarlarımızdaki kanın tahliline kadar yapmak
cüretini gösterdiğinde ve dava edilip mahkûm edildiğinde neredeydi bu tepki
gösteren yazarlar, çizerler, aydınlar? Bilinmiyor.

Düğün bitmiştir, kınayı ne yaparsanız yapın.

Kafana çuval geçirmişler, nota vermeyi müzik notası ile tarif etmişsin.

Egemenliğin tartışılmaya, yeni sınırlar çizilmeye başlanmış, susmuşsun.

Çizgi demişsin, kırmızı demişsin, kızartıp kızartıp yedirmişler.

Tokalaşmak için uzattığın ellerin korumalar tarafından aranmış,
seyretmişsin.

Düğün bitmiş kıymetli okuyucu, düğün bitmiş. Daha ne anlatayım, lafı
dolandırmadan ve ima etmeden söylüyorum;

Böyle giderse yarın canından can, toprağından toprak isteyecekler.

Sesimi duyan var mı? Beni anlayan var mı?

Anlayana sivrisinek saz, anlamayanın kafasında tokmağı kırsan az.

Frankfurt kitap fuarında Kürdistan standı açılması, askeri konferanslarda
haritaların gözümüze sokulması, mahkemelerimizin bile gözlemci sıfatı ile
denetlenmesi yetmiyor mu?

O tokmaklar kafamıza inmeye başlamadan uyanın. Bizi işgal etmek için silah
kullanmalarına gerek kalmayacak, zaten işgal etmeye başlamadılar mı?

Düğün bitti millet, düğün bitti.



"VARLIĞIM TÜRK VARLIĞINA ARMAĞAN OLSUN"



OKTAY
YILDIRIM


16-10-2006

Hiç yorum yok: