Blogda Ara

6.06.2008

SELVİ BOYLUM AL YAZMALIM...





Gösterildiğinde bıkmadan hala izleyebildiğim bir film.
Sevgi neydi?
Sevgi iyilikti, dostluktu
Sevgi emekti
Durursam bir daha kurtulamam.
Ziyanı yok gülüşü yeter bize.
Yüreğim kaydıysa günah mı?
Çamura saplansam yardıma gelir misin?
Elini tuttum sıcacıktı, yüreği elimdeymiş gibi.
Elinden tutuversem benimle gelir mi?
Seninim işte, alıp götürsene beni.
Elveda Asya, elveda selvi boylum al yazmalım elveda.
Bitmemiş türküm benim...


Belki yirmi defa seyretmiş, bütün sahnelerini ezberlemişizdir.Ama ne zaman bir kanalda rast gelsek bir daha bakmaktan kendimizi alamayız.Türkan Şoray' ın en güzel, Kadir İnanır' ın en bıçkın, Ahmet Mekin' in en usta yıllarına denk gelmiştir.Cengiz Aytmatov' un güzel romanından Ali Özgenturk tarafından saat gibi işleyen tıkır bir senaryoyla sinemaya uyarlanmış, Türkiye' nin en güzel yerlerinden Orta toroslarda çekilmiştir.Cahit Berkay tarafından bestelenen enfes müziği ise neredeyse oyuncularından rol çalacak derecede hafızalarda yer etmiştir.Filmin bütün unsurları tek başlarına iyidirler; bir araya geldiklerinde oluşturdukları bileşim ise mükemmeldir.
Hikayesi artık sanırım herkesin ezberindedir: Köylü kızı Asya (Türkan Şoray), köyünün yakınlarında inşa edilen barajda çalışan şöför İlyas' a (Kadir İnanır) aşık olur.Evlenirler bir de çocukları doğar (Samet). Ancak bir süre sonra İlyas Asya' yı yüzüstü bırakıp gider.Asya küçük çocuğuyla baş başa kalır.Bu zor günlerinde yolunun kesiştiği Cemşit' le (Ahmet Mekin) yakınlaşır, bir süre sonra da evlenirler.Her şey yoluna girmiş gibi görünürken Cemşit bir gün köyün yakınlarında meydana gelen kazada yaralanan birini kurtarır eve getirir.Bu kazazede Asya' nın eski aşkı İlyas' tan başkası değildir.Cemşit İlyas' a iyileşinceye kadar evinde bakar.İlyas Asya' yı hala sevmektedir, Cemşit' in evinden ayrılacağı zaman Asya' dan kendisiyle beraber gelmesini ister.Asya, İlyas' ın Kalbinin derinlerinde yatan aşkı Cemşit' in sevgisi arasında zor bir seçim yapmak zorunda kalmıştır.
İlyas ile Cemşit' in o anda çaresizce Asya' nın kimi seçeceğini beklemekten başka yapabilecekleri hiç bir şey yoktur.Çocugun biyolojik babası ve ve ilk aşkı İlyas' ı unutamamıştır, ancak İlyas onu yüzüstü bırakıp gitmiştir.Cemşit ise en zor günlerinde ona sahip çıkmıştır.Üstelik Cemşit' de Asya' ya aşıktır.Sonuçta Asya' nın sevgisi aşkına üstün gelir.Duyguları onu İlyas' a itmesine rağmen o vicdanının sesini dinler.Cemşit' in fedakarlığına, sevgisine ve emeğine vefasızlık edemez.
Selvi boylum al yazmalımı sevmek için zaten çok neden vardır ama en çok Asya' nın tercihinden dolayı severiz.Asya' nın vicdanının ve mantığının sesini dinleyip, duygularının sesini bastırması hoşumuza gider.Bir başka deyişle, Asya' nın Cemşit' i seçmesiyle adalet yerini bulmuştur.Asya' nın seçimi bizi aşkın denetlenebilir bir süreç olduğu sonucuna ulaştırır.Cemşit aşkı için emek vermiş Asya' nın da sevgisini kazanmıştır, İlyas ise sadakatsizliğinin cezasını hem sevdiği kadını hem de oğlunu kaybetmekle ödemiştir."İki kere iki dört eder" gibi matematiksel bir sonuçtur bu.
Film Çekilirken Türkan Şoray ve Kadir İnanır' ın finalin değiştirilmesi, Asya' nın İlyas' ı seçmesini istedikleri, buna karşı Atıf Yılmaz ve Ali Özgentürk' ün ısrarıyla finalin izlediğimiz gibi karar verildiği söylenir.Bende 18.19 yaşlarında izlediğimde neden böyle bitti demiştim ama olgunlukda aşk değil; sevgi, emek dye düşünüyorsunuz.İyi ki de filmin sonu böyle bitmiş.Emek sadece ekonomik bir parametre değil, hayatın temel kavramlarından biridir.
Aşkın emekle kazanılabileceği düşüncesi bizi rahatlatır.Seviyorsak çabalar, emek verir, sevdiğimizinde sevgisini kazanırız.Oysa gerçek hayatta bu çok çok istisnai bir durumdur.Günlük hayatta Asya' ların tercihi çoğu zaman Cemşit' lerden değil, İlyas' lardan yanadır.Herşeyden önce aşk ve adalet, aşk ve matematik birbirleriyle pek de uyumlu kavramlar değildir.Zaten "aşk" denen şeyin lanetliği de büyüsüde burdadır.Denetlenemez, dizginlenemez, hesaplanamaz.Böyle olduğu için de gerçek hayatta emek verenler değil bırakıp gidenler, sevenler değil sevilenler kazanır.
Selvi Boylum Al Yazmalım, bize adımız gibi bildiğimiz ve karşısında çaresiz kaldığımız bu katı gerçeğin öyle olmayabileceğini önerir.Filmin sonunda gözümüzden yaşlar bu yansımanın sevincidir.Aşkın emekle kazanabilme ihtimalini severiz...

Hiç yorum yok: