Blogda Ara

26.08.2008

SAYIN ULAN! SAYIN, BU HESAP KOLAY BİTMEZ - Oktay Yıldırım

Bir sayın furyasıdır almış gidiyor düz ovada.

Bir diplomasi çılgınlığı ki sormayın gitsin.

Aslında hiç birisi sayılmaya bile değmeyecek kadar sayınlıktan uzak bir sürü sözüm ona sayın, önüne geleni “sayın”layıp duruyor ki o kadar olur.

Şu sayınlanan sayınları bir sayalım dedik, sayın diye anılmak korkusu kara kâbus gibi çöktü üstümüze billahi.

Manzara pek vahim, sanırım artık sayın ifadesi sayınlar için değil sayılmayanlar için kullanılıyor.

Daha doğrusu aslında sayılmaması gerektiği halde(hem fikren ve hem de bedenen) bu sıralarda herkesten çok sayılanlar için kullanılıyor sanırım.

Ee haliyle meydanı vermişiz bir kere, adam kimi sayarsa sayın diye adamdan, politikacıdan, bürokrattan, teröristten biz de onu dikkate almak durumundayız.

Esasında bu sayın diye sayılanların alayını saysanız, sayısı ne tutar o da pek belli değil ya neyse.

Bu aralar seslerinin çok çıktığına sayalım olsun bitsin.

“Sayın” terörist başı veya çete başı sayın mıdır?

“Sayındır” efendim sayındır.

Adam binlerce insanın katliamından sorumlu olacak kadar cani ama gözündeki bant çıkarılır çıkarılmaz “Annem de Türk'tü hizmet etmeye hazırım” diyebilecek kadar dönek olmasına rağmen;

Kitap yazıp basabiliyor, köşe yazıları yayınlayabiliyor, Nevruz kutlamalarına mesaj gönderebiliyorsa eğer ve bu devlet onu bir ipin ucuna asamamışsa hala Sayındır kardeşim, sayın.

Başkaları da var elbet, başka sayınlar,

Sayın Zana, Sayın Sakık, Sayın Türk , Sayın falanca, Sayın filanca.

Sayındır elbet.

Adam kalkıp uluorta ve meydan okuyarak bizim üç tane liderimiz var diyerek, Barzani'yi, Talabani'yi ve terörist başını sayıyorsa, PEKEKE buradadır diyebiliyorsa ve kolluk dönem sonu mektep temsili izler gibi izliyorsa ve savcılar gazetelerden okuyorsa, parmağını oynatmadan bekliyorsa eğer.

Adam sayındır kardeşim.

Sayın çok bizde, sayalım mı?

Sayın, asimetrik fikirlere ön yargılı yaklaşmayanlar.

Sayın, zaten fazladan toprak almıştık bir kısmını verebilirizler.

Sayın, ulus devletler tarihe karıştılar.

Sayın, egemenliğin bir kısmını AB sepetine atabilirizler.

Sayın, bu cumhuriyeti Rumlarla ve Araplarla kurduklar.

Sayın, hepimiz Ermeniyiz, hepimiz Hrantızlar.

Sayın, hadi federasyon olalımlar.

Sayın, bu nota müzik notası değildirler.

Sayın, güvercin kanadına mektup yazanlar.

Sayın, Kemalizmi terk edinler.

Sayın, babalar gibi satarımlar.

Bunların hepsi “sayın”, kim sayın değil o zaman?

Bunlar sayınsa eğer ben değilim arkadaş.

Sayınlar bir adım öne çıkınca, yan yana durduklarından rahatsız olacak olan hiç kimse sayın değil.

Bu noktada bu “Sayın” artık bizim bildiğimiz “Sayın” değildir.

Şimdi başvekil sayın demiş.

Kime?

Terörist başına.

Az demiş.

Siz esas bundan sonra söyleneceklerden korkun.

Sayın bakan.

Sayın vekil.

Sayın başkan.(bunu zaten diyorlar)

Olmaz mı?

Bu kadarı oldu da o niye olmasın?

Başka ne demiş?

“Kelle” demiş.

Kime?

Üsteğmen Erdal Kurtoğlu'na, Astsubay Bahtiyar Ceylan'a, Teğmen Cevdet'e, Onbaşı Murat'a, Astsubay Sabri Baran'a, devre arkadaşım Fuat'a, Abanoz üsteğmene, Menderes uzman çavuş'a.

Adlarını ancak birkaç cilde sığdırabileceğimiz kadar sayıları çok ve ulvi olan şehitlerimize.

Benim silah arkadaşlarıma, dostlarıma.

Sayın dediği caninin, eli kanlı itleri tarafından kalleşçe katledilen vatan evlatlarına.

Mustafa Güvenç'e, Hasan'a, Selman'a, İbrahim'e ve Yaşar abiye.

Bize ne diyecekler acaba?

Ananı da al git.

Olur mu?

Olmadı mı?

Olur, o da olur bir gün.

Kim gider peki?

Şu sözü hatırlayan var mı?

“Hacı Anesti, gel de ordularını kurtar”

Birileri bir yerlere giderken söylenmişti.

Giden biz değildik.

Sayın Anestiler gidiyorlardı. Geldikleri gibi.

Sayınların neyi ne kadar saydıklarını bilmiyorum, Şehitlere uzanan dilin günahını hangi abdest temizler onu da bilmiyorum ama şunu biliyorum; bu hesap kolay bitmez.

Hem Allah katında, hem kul katında kolay bitmez bu hesap.

Siz saymaya devam edin, biz de sayıyoruz.

Kaç sayın var, kaçı sayılır kaçı sayılmaz biz de sayıyoruz.


OKTAY YILDIRIM
28-03-2007

Hiç yorum yok: